UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki Xanthos Antik Kenti, Fethiye-Kaş Karayolu üzerinde, Fethiye’ye 46 kilometre uzaklıktaki Kınık Beldesi'nde yer alır. Kent, Eşen Çayı kenarındaki ovaya hâkim, iki tepe üzerine kuruludur.
Yüzyıllara meydan okuyan kalıntılarıyla tarihe ışık tutan kent, hüzünlü hikayesiyle ziyaretçilerini etkiler. Şehir, M.Ö. 545–546 yıllarında Pers Kumandanı Harpagos tarafından kuşatıldığında Xanthoslular, kahramanca mücadelelerine rağmen kaybedeceklerini anlayınca, kadın ve çocuklarını öldürüp şehri ateşe vererek topluca intihar ederler ve düşmanlarına harabeye dönmüş bir şehir bırakırlar. Bu felaketten kurtulan aileler ve başka yerlerden kente gelen göçmenler, şehri yeniden kurarlar. Konumu nedeniyle sürekli savaşlara ve istilalara sahne olan kent, M.Ö. 475–450 yılları arasında büyük bir yangın felaketi ile de karşılaşır.
Likya Uygarlığı’nın en önemli idari merkezi olan ve M.Ö 2. yüzyılda başkent olarak kullanılan Xanthos Antik Kenti’nde, Likya Dönemi dikme mezar taşları ile kaya mezarları, günümüze ulaşan önemli yapılardandır. Kentin her iki yanındaki akropole ait sur duvarları, örme teknikleri ile dikkat çeker. Likya akropolünün kuzeyinde Roma Devri’nden kalma tiyatro yer alır. En ilginç kalıntılarsa, bu tiyatronun batısındadır. Dikdörtgen yekpare kaide üzerindeki, ölülerin ruhlarını gökyüzüne taşıdıklarına inanılan ‘Harpy’ kabartmalarına sahip anıt mezar, yine bu mezarın yanındaki Likya Lahdi, tiyatronun bitişiğindeki Roma Devri Agorası, agoranın kuzeydoğu köşesinde, Harpy Anıtı’na çok benzeyen, gövdesinde Likya ve Grekçe dilinde yazılmış Kherei adlı bir prensin maceralarını anlatan kitabesiyle ünlü anıt mezar, mutlaka görülmesi gereken eserler arasındadır. Kentte gerçekleşen kazılardan çıkarılan birçok eser, Londra’daki British Museum’da sergilenmektedir.
Xanthos Antik Kenti’nde kazı çalışmaları halen devam etmektedir. Birçok farklı uygarlığın izlerini taşıyan bu büyüleyici kent, Kaş’a gelenlerin mutlaka gezi planlarına dahil etmesi gereken yerler arasındadır.