Antalya’nın en ünlü tatil beldelerinden Olympos ile Adrasan’ın tam ortasında yer alan ve bu iki bölgeyi birbirinden ayıran Musa Dağı, Antalya’nın en güzel koylarından biri olan Adrasan’ın tam karşısında konumlanıyor. Dağ, koyun manzarasına başlı başına ayrı bir güzellik kattığı gibi, heybetiyle de görenleri etkisi altına alıyor. Özellikle Adrasan Koyu’nda güneşin doğuşu esnasında Musa Dağı’nı seyretmek bile, başlı başına eşsiz bir deneyim oluyor.
Likya Yolu’nun bir parçası olan Musa Dağı, sıfır rakımdan 1500 metrelere birden çıkan dikliklerle kaplı. Zorluklarla dolu parkuruyla, heyecan, macera ve keyfi aynı anda yaşatan dağ, oksijeni bol tertemiz havası ve cezbedici görsellikleriyle, doğa yürüyüşü tutkunlarının en sevdiği rotalardan.
Etekleri, ağırlıklı olarak maki bitki toplulukları ve kızılçamlardan oluşan yoğun bir bitki örtüsü ile çevrili Musa Dağı’nın zirvesinde ise, ziyaretçilerini birçok antik kalıntı bekliyor. Likyalıların ilk yerleşim yerlerinden Olympos Antik Kenti’nin bozulmadan günümüze gelebilmiş kalıntıları arasında, en dikkat çekici olanlar ise su sarnıçları. Yere gömülü küplere benzeyen sarnıçlar, yaklaşık 7-8 metre derinliğinde ve ağız genişlik çapları yaklaşık 2 metre civarında.
Ayrıca büyüleyici manzaralar görmeyi isteyenler için Musa Dağı’nın zirvesi benzersiz güzelliklerle dolu. Dağın doruklarından Çıralı, Kemer, hatta açık havada Antalya’ya kadar uzanan kıyı şeridini görmek mümkün.