Muratpaşa

Muratpaşa’da, Akdeniz’in doğal güzelliklerini yansıtan masmavi sular, ilginç jeolojik oluşumlarıyla dikkat çeken falezler, ferah ve geniş parklar, rengarenk cıvıl cıvıl sokaklar, müzeler, tarihi eserler ve kentin gözbebeği Kaleiçi, sizleri bekliyor.

Antalya’nın merkez ilçelerinden Muratpaşa, batısında Konyaaltı, doğusunda Aksu, kuzeyinde Kepez ilçeleri, güneyinde ise Akdeniz ile çevrilidir. 

Antalya’nın en kalabalık ikinci ilçesi olan Muratpaşa, 1993 yılında Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı bir belde olarak kurulmuş, 2008 yılında ise ilçe belediyesi statüsüne kavuşmuştur. Muratpaşa, belde, köy, oba, mezra gibi yerleşim yerlerinin bulunmadığı, 8 bin 804 hektarlık bir alanı kaplar.

Antalya metropol bölgesinin en eski yerleşim yeri olan Muratpaşa’nın tarihi, Antalya kent tarihi ile paralel bir seyir izler. Kent merkezini karadan ve denizden çevreleyen surlar ile Hadrianus Kapısı, Hıdırlık Kulesi gibi eserler, bu köklü geçmişi açığa vuran en önemli yapılardandır. İlçe adını ise Kızılsaray Mahallesi’nde bulunan 1570 yılında Karaman Beyi Murat Paşa’nın yaptırdığı Muratpaşa Camii’nden alır.   

Antalya’nın en hareketli ilçelerinden biri olan Muratpaşa’nın ekonomisi, tarım ve turizme dayalıdır. Yaklaşık 6354 dekar alanı kaplayan tarım arazilerinde, örtüaltı ve açık tarla sebze yetiştiriciliği, meyve üretimi ve süs bitkileri yetiştirilmektedir. 

20 kilometrelik sahil kıyı bandı bulunan Muratpaşa, önemli bir turizm potansiyeline sahiptir. İncecik kumlu plajı, sığ ve tertemiz denizi ile ünlü Lara bölgesi, lüks ve konforlu konaklama seçenekleriyle ön plana çıkar. 

 Şehir merkezini içinde barındıran Muratpaşa, tarih ve doğa ile iç içe yaşama imkanı sunan bir bölgedir. Roma, Bizans, Selçuklular ve Osmanlılar Dönemi’ne ait birçok tarihi eser bulunan ilçe, doğal güzelliklerinin yanı sıra, kentin kültürel yaşamını oluşturan müze, tiyatro, sergi salonları ve fuar merkezlerine ev sahipliği yapmaktadır. İlçede, yılın belli dönemlerinde düzenlenen uluslararası festivaller, binlerce yerli ve yabancı misafiri ağırlamaktadır.

Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün meşhur, “Hiç şüphesiz ki Antalya dünyanın en güzel yeridir” deyişi de Muratpaşa ilçesi sınırları içerisinde söylenmiştir. 6 Mart 1930 yılında yaptığı Antalya ziyaretinde, Eski Lara Yolu üzerinde, eski adı Rumkuş olan yerde mola vererek masmavi denizi ve heybetli Beydağlarını uzun süre seyreden Atatürk, kente olan beğenisini bu sözlerle ifade etmiştir. Bulunduğu yerin Rumkuş olduğunu öğrenince de adını Erenkuş olarak değiştirmiştir. 

Antalya’nın modern yüzünü ve çağdaş şehircilik anlayışını tüm nitelikleriyle görebileceğiniz Muratpaşa’da, birçok turistik rota ziyaretçilerini bekler. Hareketli sokaklarında dolaşırken yaşama enerjisi bulacağınız ilçede, Antalya’nın ilk kent yerleşimi olan ve kalbi sayılan Kaleiçi semtinin yanı sıra, Yat Limanı, Karaalioğlu Parkı, Antalya Müzesi, Aşağı Düden Şelalesi, Falezler ve Lara Plajı görülmesi gereken yerlerden sadece bazılarıdır.  

EDİTÖRÜN NOTU: 

Antalya’nın tarihini yansıtan bir açık hava müzesi olan, günümüzde rengarenk cumbalı evleri, cıvıl cıvıl kıvrımlı sokakları, müzeleri, butik otelleri, restoranları, eğlence mekanları, hediyelik eşya ve halı mağazaları ile kültür, sanat ve eğlence merkezi olma niteliği taşıyan Kaleiçi’nin, surlarla çevrili otantik atmosferinde kaybolmadan,

1988 yılında, ‘Avrupa Konseyi Yılın Müzesi’ ödülünü alan, Alt Paleolitik Çağ'dan Roma Dönemi’ne kadar uzanan bir döneme tanıklık eden birçok seçkin esere ev sahipliği yapan Antalya Müzesi’ni gezmeden,

Şehir merkezi denilince ilk akla gelen yerlerden olan Karaalioğlu Parkı’ndaki miradorlardan, tüm görkemiyle kenti çevreleyen Beydağları’nı ve Antalya Körfezi’nin muhteşem manzarasını seyretmeden,

Suları, 40 metrelik falezlerden Akdeniz’e kavuşan, Türkiye’de denize dökülen tek şelale olan Lara bölgesindeki Aşağı Düden’in gürül gürül akışını izlemeden,

Antalya’nın doğal güzelliklerini, ilginç falez oluşumlarını daha yakından keşfetmek, mis gibi deniz havasını solumak için Kaleiçi Yat Limanı’ndan kalkan eğlenceli tekne turlarına katılmadan

Muratpaşa’dan ayrılmayın!