Döşemealtı’nda, doğa harikası mağara ve kanyonlar, tarihi yapılar, gizemli antik kentler ve dünyaca ünlü halılar, sizleri bekliyor.
Antalya’nın merkez ilçelerinden Döşemealtı, il merkezine 20 km. uzaklıkta, Antalya – Burdur karayolu üzerinde yer almaktadır.
Tarihi Paleolitik Çağ’a kadar uzanan ilçe ismini, Antik Çağ’da Pamfilya ile Pisidya kentlerini birbirine bağlayan yollardan biri olan, Bizans, Selçuklu,
Osmanlı Dönemleri’nde de işlevini sürdüren, yakın zamana kadar Yörükler tarafından göç yolu olarak kullanılan Derbent Boğazı’ndaki döşeme taş yolundan almıştır. 4 metre genişliğindeki yol, tüm bölgeye adını vermiştir. Düden Şelalesi’ni besleyen Kırkgöz Gölü’nü barındıran ilçe, 1934 yılında Kırkgöz – Yeniköy olarak kurulmuş, zaman içerisinde gelişerek ve büyüyerek 1977 yılında Döşemealtı Kasabası adını almış, 2008 yılında da merkez ilçe statüsüne kavuşmuştur.
Antalya şehir merkezine göre rakımı daha yüksek olan ilçede, Akdeniz iklimi etkisini gösterse de sıcaklık kente göre ortalama 4 – 5 derece daha düşük, hava daha az nemli ve ferahtır. Dört tarafı çam ormanlarıyla kaplı ilçe, zengin flora ve faunaya sahip milli parklara ev sahipliği yapar.
Döşemealtı’nın ekonomisi, tarıma dayalıdır. Antalya’nın nar cenneti sayılan ilçede, narenciye, zeytin, pamuk, buğday, arpa, mısır, susam, yulaf gibi başlıca tarım ürünlerinin yanı sıra hayvancılık ve dokumacılık önemli geçim kaynakları arasındadır. Antalya Organize Sanayi Bölgesi’nin de yer aldığı ilçe, aynı zamanda bir sanayi merkezidir.
Yıllar boyunca Yörüklerin yaşam alanı olan ilçede, Yörük kültürünün bir parçası sayılan coğrafi işaret tescilli Döşemealtı Halıları, dünyaca ünlüdür. Kök boyaları kullanılarak, özgün motiflerle süslenen, ters düğümler atılarak elde dokunan halılar, işçilikleri ile benzersizdir. İlçedeki tarla ve boş arazilere, mikroplarından arındırmak ve renklerini pastele dönüştürmek için serilen binlerce halının oluşturduğu görsel şöleni görmek için yerli ve yabancı turistler, bölgeye akın etmektedir.
Tarihi eserleri, antik kalıntıları ve mağaraları ile de ünlü olan ilçeye bağlı Yağca Köyü yakınlarında bulunan Karain ve Öküzini Mağaraları, bölgede yaşayan ilk insan topluluklarının yaşam düzeyleri hakkında bilgi vermesi açısından büyük önem taşımaktadır.
Döşemealtı, sahip olduğu kültürel, tarihi ve doğal güzellikleri sayesinde, deniz kum ve güneş üçlemesine alternatif olacak turizm imkanlarıyla ön plana çıkmaktadır. İlçeyi ziyaretinizde antik kentleri, Selçuklular Dönemi’ne ait tarihi eserleri, etkileyici manzaralar sunan mağara, şelale ve kanyon gibi jeolojik oluşumları görebilirsiniz.
EDİTÖRÜN NOTU:
Türkiye’nin içinde insan yaşamış en büyük mağarası olan, Neandertal insan izlerine rastlanan Karain Mağarası’nın ilginç jeolojik oluşumlarını ve insanlık tarihinin gelişimine ışık tutan gizemli atmosferini keşfetmeden,
Sadece Döşemealtı ilçesinin değil tüm Türkiye’nin en önemli tarihi zenginliklerinden olan Termessos Antik Kenti’nin günümüze kadar çok iyi korunmuş tarihi kalıntıları arasında zaman yolculuğuna çıkmadan,
Düzlerçamı Milli Parkı sınırları içerisinde yer alan, zengin bitki çeşitliliği ile adeta bir doğa harikası olan Güver Uçurumu Kanyonu’nda doğa yürüyüşü yapmadan,
Tarihi İpek Yolu’nun Antalya Limanı öncesi son duraklarından biri olan, Selçuklular dönemini yansıtan çarpıcı mimarisi ve otantik atmosferi ile ziyaretçilerine eski ile yeniyi iç içe yaşatmayı başaran Tarihi Kırkgöz Han’ı ziyaret etmeden,
Antalya’nın gizli cennetlerinden biri sayılan, doğanın birbirinden güzel renklerine ev sahipliği yapan Kocaçay Şelalesi‘ni görmeden
İlçedeki binlerce dönüm arazi üzerinde üretilen, tadı, aroması ve rengiyle Türkiye’nin sayılı lezzetlerinden biri olan narlardan tatmadan
Döşemealtı’ndan ayrılmayın!